
Eylül ayına bayılıyorum! Hava biraz soğuk, ara sıra yağışlı. Sıcak içecekler magazinsel değerlerini arttırıken, sinemalara ve sergilere de rağbet artıyor. Özellikle de İstanbul üzerine sinmiş olan yaz sıcaklığını silkeleyip atıveriyor.
Ayın en önemli aktivitelerinden biri olan Bienal'e acele servis gidiniz. Yalnız bundan önceki yıllarda siz de benim gibi elinizde kitapçıkla dolaştıysanız bu sene yine benim gibi bir farklılık yapıp rehberli tura katılınız. Konuyla, sanatçılarla ve eserlerle ilgili bilgileri ve sağlam alt yapılarıyla Bienal'i anlamlandırmanız kolaylaşıyor!
Antrepo 3'te yer alan İsimsiz- (Ateşli Silahla Ölüm) ve İsimsiz- (Tarih) bölümleri beni Antrepo 5'teki çalışmalara göre daha fazla heyecanlandırdı ve kişisel tarihime hitap etti. Bienal'in genelinde en hoşuma gidenleri aşağıya sıraladım... Bakmadan göremezsiniz, görmeden bilemezsiniz!
1.Savaşı Eve Taşımak: Güzelim Ev(1967-1972)

Vietnam Savaşı görüntülerinin ABD'de yayınlanan mimarlık dergilerindeki resimlerle bir araya getiren fotomontajlar yer yer sini bozucu!
2.Nazım Hikmet Richard Dikbaş'ın çizimleri.

3.Letizia Battaglia mafya cinayetlerini fotoğraflayarak iş hayatına başlamış ve ilerleyen yıllarda kafayı mafya dünyasını çökertmeye takmış bir 'sanatçı' ruh. Fotoğrafların gerçek olma ihtimalini düşünmek bile insanın içini ürpertiyor!

4. Baba Portreleri

Kasapta, oto tamirhanelerinde, markette karşımıza sıkça çıkan 'Baba Portreleri'ni kadrajına alan Taysir Batniji'nin eseri sizi gülümsetecek!!!
5. 1938'de inşaatı Şili'de bitirilen Estadio Nacional Stadyum'u
