Kararlar yılı.
Hali hazırda rahat kariyerimden vazgeçip yepyeni bir yola doğru otostop çekmeye başladım altı ay önce. Zaten ondan önceki 6 ayda da vazgeçip vazgeçmemeye karar vermeye çalışmıştım... İki kabul görmeyen istifam, çeşitli sinir krizlerim, bir kaç kişiye saldırım oldu... Sonunda tüm karşıt ve yandaş fikirlere kulaklarımı tıkayarak, içimden ne geliyorsa onu yaptım.
2010 en iyi Gazete: Zaytung
2010 en iyi Film: Alice in Wonderland ( izleyebilseydim bu Black Swan olurdu herhalde)
2010 en iyi Kitap: The Lost Symbol- Dan Brown. ( kötünün iyisi diyelim, 2010'da basılmamış ama bana en çok ilham veren kitap Dublörün Dilemması- Murat Menteş)
2010 en iyi Sergi ( İki adet birincim var!): Japon Medya Sanatları ve Hüseyin Çağlayan.
Annem daha önceki senelerde olduğu gibi bir gece önceden arayıp İstanbul’un çok soğuk olacağı bilgisini iletti...
Yine Tansu Çiller’i hiç özlemedik...
Kuzenlerim doğum günümü unuttular...
4 farklı ajanda kullandım...
Bisikleti İstanbul’da bir ulaşım aracı olarak kullanmak isteyenler ezildiler...
6 aylık bebek izni hiçbir doğum yapan anneye yetmedi, bu müdürleri delirtti...
Ümit ediyorum ki Mehmet Ali Erbil ekranlara geri dönmemek üzere gitti...
THY rötar konusunda yine kimsenin eline su dökmesine izin vermedi...
Ailem, son 4 senedir yine ben iş değiştirirken her seferinde olduğu gibi, kararımın benim için ne kadar uygun olduğu ve benim en başından beri zaten bu işi yapmış olmam gerektiğine dair attıp, tuttular. ( iyi anlamda söylüyorum)
2010’da daha önce ki seneler yapmadığım birşey daha yapmaya başladım...
i-loveart.blogspot.com’a yazılar yazdım... Bugün ayda 7000 kere tıklanan bir blog haline dönüştü. Giderek artan tıklanma ve izleyici sayısı benim en büyük motivasyonum oldu!
Sonunu tahmin edemediğin seçimlerin beni korkuttuğu, ve sonra da hiç korkutmaması gerektiğini farkettiğim bir yıl yaşadım...
Vakit ayırıp okuyan, yorumlarını hiç eksik etmeyen, ara sıra acımasızca mailler atan Ali, Veli , Kırkdokuz, Elli ve sizlere çok teşekkür ediyorum!
Sevgiler,
Ceylan