Picasso ve Dali'nin ardından Rembrandt'ın da eserlerinin karşısına geçip seyre dalmamıza fırsat tanıyan
Sabancı Müzesi'ne teşekkürü borç biliriz.
17.yy'da 'gerçekçilik' akımını yaratan kişi olarak kabul edilen Rembrandt'ın hayatında 'ölüm' kavramı geniş yer kaplar. Belki de bu yüzden eserlerindeki etki çağdaşlarına göre daha fazladır. Ölümün gerçekçiliği tablolarındaki yaşayan yüzlere yansır.
Yeni doğan iki çocuğunun ölümüyle yüzleştikten sonra dünyaya sağlıklı bir oğlan getiren eşi Saskia'yı kaybeder. Maalesef yıllar sonra oğlunun da ölümünü görür.
Şaşaalı başlayan kariyeri, zamanla kendisine resim yapması için para verenlerin dilediği gibi tablolar ortaya çıkarmadığı için sekteye uğrar. Bolca müşteri kaybeder. Ölümünden önce iflasını beyan eder.
Ölümünün ardından ailesine hiçbir şey, sanat tarihine çok şey bırakır. 10 Haziran'a kadar Sabancı Müzesi'ni ziyaret ederseniz, en azından bir kısmın tanık olabilirsiniz.