Bu anlayışın değişmesi için çabalayan insan sayısı jet hızıyla artarken, yurtiçinde iyi örnekler karşımıza çıksa da yurtdışı örnekleri ciddi dudak uçuklatan cinsten olma yolunda ilerliyor.
Yüksek bütçelerle bire bir doğru orantılı olsa da altında yatan fikir, konunun geliştirilmesi ve sunuşuyla bu sene izleyip en çok etkilendiğim 3 belgeseli paylaşıyorum!
1) Art&Copy
Reklamlarla en ufak bir ilginiz olmadığını düşünseniz bile ( ki gün içinde onlarca reklamla muhattap oluyorsunuz) etkilenmemenizin olanaksız olacağını düşündüğüm reklam dünyasını, tarihe damgasını vurmuş reklamları ve yaratıcılarını konu alan belgesel 2009 yılında Toronto ve Sundance Film Festivalleri'nde boy göstermiş, Atlanta Film Festivali'nde 'En İyi Yönetmen' ödülünü kazanmıştır.
2) Once Brothers ( Bir Zamanlar Kardeştiler)
Yugoslavya milli takımıyla dünya çapında başarılara imza attıktan sonra NBA'de oynamaya başlayan, birbirlerine fazlasıyla destek çıkarak Amerika'daki yeni hayatlarının çok zor günlerini beraberce atlatan Vlade Divats ve Drajen Petroviç'in Yugoslavya'nın parçalanmasından sonra kendi arkadaşlıklarının da nasıl parçalandığını anlatıyor. Merkezine basketbolu alarak yüzümüze din, dil, ırk, savaş ve siyaseti çarpan harika bir belgesel! ( yapım 2010)
3) The Doors: When You Are Strange
Jim Morrison'ın ölümünün ardından 40 yıl geçtiğine inanmak zor! Ocak 2012'de grubun son albümü L.A. Woman içerisine daha önceki albümlerde olmayan bir şarkı daha ilave edilerek tekrar satışa sunuluyor... Hala nasıl öldüğü tam da bilinmeyen Morrison ve grubun diğer üyelerinin genç yaşlarına rağmen bir ülkenin gençlerini nasıl tesir altına aldıklarını, isyanlarını ve onları zaptırap altına almaya çalışan bir hükümeti ayrıntılarıyla izlemek isterseniz Tom DiCillo'nun yönettiği ve Johnny Deep'in seslendirdiği belgeseli kaçırmayın! (yapım 2010)
fotoğraf: devianart.com
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder