Yaz boyunca kadehler hep onun için kalktı, yemekler onun için yendi, gülüşüne özlem duyuldu, nice güzel hikayesi ardı arkasına anlatıldı... Sanki gitmemiş, yanımızdaymış gibiydi... Kapı açılınca o gelecek... Telefon çalınca o konuşacak... İnsan son bir kez sarılıp 'seni seviyorum' demek istiyor... Bu yıl ne öğrendin dersen... Sevdiğin insanlara gerçekten sevdiğini söyle, hissettir derim... Bundan çekinme korkma derim... Aklına geldikçe, canın istedikçe... Bırak sana deli diyen deli desin... Sen sevdiğine 'seviyorum' de...
Sevdiğin gittiğinde arkada kalan tek şey bu ufak anılar... Hayatta her şey biraz öyle, gidenin acısı sonraları daha çok acıtıyor... Eksikliği gün geçtikçe daha fazla hissediliyor, sana sadece anılar kalıyor...
Ben mekanları, şehirleri, sokakları da insanları sevdiğim gibi seviyorum, onlara bağlanıyorum... Çeşme'deyken Robinson Crusoe 389'un nakit sıkıntısına düştüğünü kapanma tehlikesi olabileceğini duydum... Beyoğlu'nun atan kalbi, etrafa kitap sevgisi pompalayan kitabevi... İçim acıdı...
Neyse ki akıllıca bir formül uygulamışlar... Bugün Mia-posta'da da yer alan detaylara buradan ulaşabilirsiniz..
Hayat her şeye rağmen güzel, geleceğe umutla bakmak için sevdiklerinize sahip çıkın, onları unutmayın...
fotoğraf:http://blog.gaiam.com/happy-hope-y-wallpapers/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder