Yaşamım yukarıdaki üçlüye bağlı. Ancak kelimeler Cansu’nun dilinden dökülünceye kadar ben bu sıralamayı hiç farkederek söylememiştim. Cansu biraz öyle. Senin zihnindekileri kelimelere döküyor, hissettiklerini fotoğraflıyor...
Türkiye’de kamerası ve hayalleriyle pek çok farklı projede yer alan Cansu, sonrasında Polonya’ya gidip sinema okumaya başladı. (arada da bize düğün fotoğrafları çekti-profil fotoğrafımda ona aitt!)
Hala öğrencilik yaptığı bugünlerde üretmeye ara vermiyor! Paris’te profesörüyle hazırladığı klasik müzik projesinde çalışan Cansu’nun dört bir yanını 35mm kullanarak çekeceği ilk kısa filminin heyecanı sarmış durumda...
Yalnızlık, hüzünlü bekleyişler, acı, karanlık, üzüntü, ayrılık yaklaşmaktan hoşlanmadığım kavramlar olsa da o fotoğraflayınca bakmaktan kendimi alamıyorum.
Hoşgörüsünden nefret ettiğini söylüyor ama bence duygularını izleyenlere bu denli etkili geçirebilmesinin tek sebebi karşılaştığı herkesin ruhunu çözümlemesini sağlayan hoşgörünün ta kendisi...
Nefis fotoğraflar
YanıtlaSiliçimde yeniden fotoğraf çekme arzusu uyandırıyor.