Yeni doğum yaptım, çocuklarla gereğinden fazla alakadarım bu aralar... Elimdeki çocuk dergisinde şöyle bir cümle okuyorum; ' Melis, müzik, dans, resim ve tiyatro dersleri alıyor. Özel eğitmen eşliğinde pilates ve yoga yapıyor, okulun tenis takımında yer alıyor, piyano çalıyor ve ata biniyor. Yakında da satrança başlayacağı için çok heyecanlı.'
Melis henüz 6 yaşında sürmenaj eşiğinde. Ben neredeyse 30 yıldır nefes alıyorum, bunca aktiviteyi deneyecek fırsatı bulamadım, kendisini çok tebrik ederim. Daha da çok annesini tabi ki..
Bizde böyledir. Çocuk daha doğduğu andan itibaren diğerlerinden nasıl daha zeki ve farklı olabilir diye binbir takla atıyoruz. Doktorlar yeni doğanları çok uyarmaya çalışmayın, yanlarına yumuşak bir oyuncak verip sakin bir ortam hazırlayın derken biz henüz sudan yeni çıkmış bebeğe rengarenk bir dünya sunup, Mozart dinletip, sayıları öğretmeye çalışıyoruz. Zekasını açıyoruz.
Zeka böyle her koldan saldırınca esasında pek açılmıyor, ortalık ne yaptığı tam da belli olmayan hiçbir şeyi gerçekten 'iyi' yapamayan ama her şeyi 'bilen' insanlarla kaynıyor. Ben bizim neslin gençlerine uygulanan bu prosedür fiyaskoyla sonuçlanınca strateji değiştirilir diye düşünmüştüm, öyle olmamış.
İşte bu müstnesna eğitim sonucunda kendi alanında uzmanlaşan, kendini geliştiren, işini gerçekten iyi yapan çok az insana tanık oluruz. İşte onlardan bir tanesi; Mehmet Erdem.
Mehmet'le bir sene önce tanıştık. Benim için kendisi; Müzik Adamı. Yazan, çalan, söyleyen, müzikle yatıp müzikle kalkan bir adam... Hiçbir şeyden etkilenmeseniz de sesindeki efkara tanık olmak için 'Herkes Aynı Hayat'ta albümünü alın dinleyin... Yalan, Beni Aldatma ve Hayat Bu özel tavsiyemdir!
fotoğraf: Devianart.com / albino
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder