Sizlere esasında Marilyn Monroe’nun
Floransa’da Salvatore Ferragamo tarafından hazırlanan sergisini anlatmak isterim. Salvatore Ferragamo
markasının bir hayranı olan Marilyn’in zihinlerimize kazınan ‘bizim evin tatlı
ve seksi kızı’ kıyafetleri ve onları tamamlayan otuz farklı ayakkabısıyla
Marilyn meraklılarını bekliyor. Fırtınalı aşk hayatı, ne yaparsa yapsın
yüzünden hiç silinmeyen masum halleri, ve tabi ki hala tam olarak çözülemeyen
gizemli ölümü...
Bunların yanında arşivden hiç çıkarılmamış
siyah-beyaz fotoğraflarıyla da hayli etkileyici bir sergiymiş. ‘MİŞ’ diyorum
çünkü sergi uzaklarda ben ise Ege Denizi’ne yakın bir köşedeyim.
Yaz aylarında Türkiye’nin genelinde sergi
hayatı sekteye uğrar, sanatın en çok paraya dönüştüğü şehir İstanbul’da bile
ancak karma sergiler bulabilirsiniz. Hal böyle olunca Ege’den de pek medet
ummuyoruz. Ancak her köşesi sanat eseri olan Türkiye’den insan profilleri
görmek açısından Ege’de olmanın en güzel yanlarından biri gazetelerin Ege
ekiyle alakadar olabilmektir. Gerek manşet haberleri gerekse de satır
aralarında ana gazete köşelerinin ensesine tokat vuracak düzeyde esaslı
bilgiler yer alır.
67
yaşındaki yaşlı nine hırsızı yakalattı! 67 yaşındaki
birine neden yaşlı nine dendiği haberin hanımları üzen kısmı olsa da ilerleyen
satırlarda bu bilgiyi unutuveriyoruz. Urla’daki evinde akşam uykusunda mışıl
mışıl uyurken odasının içinde duyduğu seslerden ötürü uyanan teyze içeride siyahlara bürünmüş hırsızı görür görmez köpek taklidi yapmak suretiyle
havlamaya başlar. Havlamalardan korkarak kaçmaya başlayan hırsızın peşinden
giden teyze çığlıklara yetişen diğer mahalle sakinleriyle beraber hırsızı
yakalar. Yakalanınca öğrenilir ki hırsız yedi ayrı suçtan aranan ve o gün
hapisten yeni çıkmış olan ciddi bir suçludur. Yaşlı Nine şimdilerde Urla’nın en
meşhur kimliğidir.
Ayvalık
Hannibal’ı yine ısırdı! Ayvalık’taki Aya Nikola
Kilisesi uzun yıllardır harabe haldedir. Rahmi Koç’un gönlü bu duruma razı
olmaz ve restorasyon için düğmeye basar. Restorasyon için gelen ekipler Aya
Nikola Kilisesi’nin bahçesindeki müştemilatta pansiyon işleten bey tarafından
engellenirler. Restorasyonu yönlendiren mimarla kavga etmeye başlayan beyefendi
polislerin gözü önünde mimarın baş parmağını ısırıp birinci boğumundan koparıp
yere tükürür. Bunun üzerine zar zor tutulan nam-ı diğer Hannibal polis
tarafından emniyete götürülür. Ancak bu Hannibal’ın ilk vakası değildir. Daha
önce pansiyon ücretini fazla bulan bir müşterisinin kulağını ve bir avukatın da
yanağını feci halde ısırmıştır. Ayvalık’ta Hannibal tarafından ısırılmaktan
korkan çoğunluk görgü tanığı olmaya yaklaşmadığı için Hannibal serbest
bırakılmıştır, aramızdadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder