Bebek olunca hayat değişiyor arkadaş! ( a çok değişik bir şey söyledim). Bir yandan keşfettiğin yeni bir aşkla kafan allak bullak oluyor, bir yandan eski hayatının peşinden gitmeye çalışıyorsun.(kimi de kasmıyor o ayrı tabi) Sonuçta; kaybolan telefonlar, tarihini karışıtırdığın toplantılar, görmeye fırsat bulamadığın dostlar, yeşil ışıkta gaza değil frene basmalar... Buğulu bir beyin, işlemeyen bir zeka...
İki ve üzeri çocukları olan insanlara duyulan derin bir saygı...
Belki kasmasam daha rahatlarım, salıver gitsin bu bünye ne yaparsa yapsın diyorum beynime ama duyuramıyorum. Durumu eşe dosta anlatıyorum, Meleklerden yardım iste gibi geri dönüşler alınca, meleğin alası var evde de mühim olan zihin terbiyesi diyorum içten içe... Bir çok şeyi geriden takip ediyorum ama konu sinema olunca akan suları durdurma imkanı yaratıyorum.
Bu hafta vizyona girecek Fransız filmi 'Başka Bir Kadın'ı herkeslere tavsiye ediyorum. Filmekimi'nde izlemeye fırsat bulduğum filmin derin bir konuyu naif anlatışını çok sevdim. Fransız filmi dendiği anda 'aaa NOT je t'aime' diyenelere de 'bir kesin şu önyargıyı' diyerek çıkış yapmak isterim. Daha ilk dakikalarda ailesine, sevdiği adama verdiği önemi anladığımız kariyerinin başındaki kadınımızla (Juliette Binoche) tanışıyoruz. Mutluluktan havalara uçarak geçirdiği bir gecenin ardından 15 seneyi geride bırakmış ama zırnık hatırlamayan başka bir kadınla uyanıyoruz. Aşık olduğu adamdan boşanmak üzere olan maxi düzeyde zengin bir kadın...
Hayattan gerçekten ne istediğini unutup hırsa bulanıp kızarmak üzere olanları dize getirip 'what the fuck' dedirtebilecek bir yapıt izliyoruz.
Bu filmi benim gibi izleme fırsatı bulanlara veya 'bu kadar yazdın ama cık beni ikna edebilmek için 40 fırın (ekmek değil fırın) yemen gerek' diyenlere de iyi bir Türk filmi Uzun Hikaye'yi veya Family Guy'ın yaratıcısından hiç de masum olmayan oyuncak AYI Teddy Bear'ı tavsiye ederim..
Belki sinemada karşılaşırızz.
İyi haftasonları,
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder