17 Ekim 2010 Pazar

RADİKAL& RENKLER

Kısa bir haftasonu değerlendirmesi, ve evet Radikal sevmeyenleriyle de buluştu. Küçültülmüş ebattan tam anlamıyla yazı fışkırıyor, 5 gün okurum anca biter. Karşımıza ilk gün tirajı havasında afallatıcı bir sayı çıkarmazlar herhalde çünkü D&R’larda bedavaya dağıtılıyordu. Beleşi severim, ben 4 tane aldım. Çok hevesli olduğumu gören çocuk 2 hafta boyunca bedava dedi, bana uyar dedim.

Sonra da ofise gittim, arkadaşlara dağıttım pek sevindiler. ‘Ana gazete yok mu’ diye sordular. ‘Bu ta kendisi’ dedim. Yeni Radikal’i ek zanneden bir çok kişi olduğu aldığımız haberler arasında... Neyse sonuçta ben mutluyum çünkü Eyüp Can Tempo dergisinin bu ayki sayısına bir röportaj vermiş ve ‘gazeteci olmasam moda dizaynırı olmak isterdim’ demiş. Bu kritik noktada ben sadece Radikal’in yeni halinin çok beğenilmesini dileyebilirim...

Konuyu değiştirelim. 18 Ekim tarihinde, yani muhtemelen siz bu satırları okurken Yiğit Yazıcı’nın Bali Sanat Galerisi’ndeki sergisi sonlanacak. Varoluş amacım serginin başlangıç tarihini haber vererek sizi gitmeye teşvik etmek, ancak bu seferlik bitiş tarihiyle yetineceğiz ve beni sonsuza kadar affedeceğiz.

Renk beni mutlu, ruhumun sıkıntısını yok eder. Sergi, tüm tabloları alıp evde başbaşa oturup, izlemelikti. En etkileyici bulduğum 5 tablo burada, favorim ise en yukarıda...

Sanatçımız Yiğit Yazıcı der ki;

Ne kaybettik? İçimizi.

Nerede? Dışarıda bir yerlerde.Bu yüzden mekanlarımızı güzel kılmaya çalışıyoruz.

Bir sanatçı ne arar? Sanatçı içini arar. Senin dışını güzelleştirmek için.

Aradığın, kaybettiğin İç’i bul diye...



Ceylan der ki;

Aradığın İç'i bulmak çoook zor,

Rahat ol zamanla görünür doğru yol,

Zorlama yoksa olursun mor!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder