16 Ağustos 2010 Pazartesi

DUYMAK İSTİYORUM

Hava karanlık, sıcak… Önde sigara içenlerin dumanı burnumda, külleri üstümde başımda… Havanın sıcaklığı arabaya işlemiş, klimanın etkisi hissedilmiyor. Ben nefes almaya çalışırken bir şarkı çalmaya başlıyor …

“Renksiz hayaller dolu dökülen gözyaşlarım
Ezikliği kalbimde yaşanmış tüm aşkların
Tüm acıları anıları bana bırakıp gitme
Beni bana ver artık peşinden sürükleme”

Genç yaşta ölen arkadaşlarım, dedemle ilgili hatırladığım tek an, denize aşık olarak doğan ve vurgun yiyerek ölen Halit, artık konuşmadığım eski dostlarım, annemin hüzünleri, babamın eskimiş gülümsemesi, ilkokul öğretmenim, henüz tatmadığım acılar bütün olup gözyaşı olarak çıkıp gidiyor, acı gülümseme yüzüme oturuyor. Şarkı devam ediyor…

“Duymak istiyorum duymak istiyorum
Kalbimde ruhunu duymak istiyorum
Görmek istiyorum görmek istiyorum
Gözümde gözünü görmek istiyorum”


“İncitme kalbimi bırakıp gitme
Sana kendimi verdim beni yok etme
Ne olur suskun durma bir şeyler söyle
Karanlığın içinde kaybolma öyle”


“Duyabilsem kalbini, okuyabilsem seni
Sessiz feryatlarını acı ağıtlarını
Tüm haykırışlarını hissetmek istiyorum
Sana yaklaşıp seninle ölmek istiyorum”


Geriye attığım, hatırımdan silmeye çalıştıklarım peş peşe zihnimde canlanıyor, sanki o an her şey baştan yaşanıyor. Durduramıyorum, kaybettiklerimin kalbini duymak, tüm haykırışlarını hissetmek istiyorum ve şarkıyı tekrar tekrar başa alıp, dinliyorum…

görseller www.designyourway.net

12 Ağustos 2010 Perşembe

HANDE BİLTEN

Online alışveriş, getirdikleri ve götürdükleriyle benim için bir kazanım, yaşam biçimi, rahatlık.

Ayrıca alışveriş yapmış olmanın verdiği hazzı yaşamanın ardından, sonraki gün böyle bir alışveriş yaptığım beyin hücrelerimden tamamen silindiği için yükünü de taşımıyorum!

Teslimat günü geldiğinde, kapı çalıp da delikten baktığımda elinde paket tutan bir adam görünce sanki bir hediye almışçasına yaşadığım mutluluk performansı görülmeye, tebrik etmeye değer.

MiaTrends’de yayınlanması için Hande Bilten’den bir çift küpe seçtim. Sonra küpeler fena halde aklımda kaldı. Dayanamadım, durdum dolaştım sonunda satın aldım! Kapı çalınca klasik heyecanımı yaşadım, ardından kutuyu acınca karşılaştığım tasarımlar karşısında "yine olsa yine alırım" kardeşim dedim!



Tasarımlarını ve kendisini “Gümüşten masallar yazan, sözcüklerden heykeller yapan küçük kızın masalı” olarak tanımlayan Hande Bilten’in sevdiğim tasarımları bu sayfada. Daha fazlasını görmek isteyen online alışverişçileri http://www.handebilten.com/ a, sevmeyenleri ise Cihangir'deki atölyesine havale ediyorum!


10 Ağustos 2010 Salı

YAZ BİTMEDEN!


(Miaposta'daki yazımdan alıntıdır.)

Sıcaktan bunaldın, işten sıkıldın artık bir şeyler yapmalısın! Anlaşılamayacak hızda geçen 2 ayın ardından, yazın son haftalarında gerekli atılımı yapmalısın. En azından hafta sonu kaçamaklarını değerlendirmelisin. Son yılların en şaşalı dönemlerinden birini geçiren Çeşme’ye hala uğramadıysan, beni dikkatli dinle.
Çeşme Marina

Sanki İtalya’nın benzeri zor bulunur Capri Adası’ndasın. Hava ne kadar sıcak olsa da hafif rüzgârın etkisiyle karşındaki müthiş teknelerin arasında zevkle yürüyerek Marina kenarına dizilmiş mağazaları dolaşacaksın. Deniz kenarına ve Çeşme dokusuna uygun olarak yapılmış mimarisiyle “burası söylenenden çok daha güzelmiş” diyerek, Vakkorama H20, Slam, Home Store, Gant, Vakko Dekor, Emperio Armani, D&R, Teknosa, Megalov, Henri Lloyd, Takı, Nen’s gibi mağazaları keyifle gezeceksin. Asağıdaki fotoğraf Milestone'un içine ait. Orada yemek yemedim ama dekorasyonuna bayıldım!


Güneşin batışını izleyerek acıkan karnını özellikle Monk by Babylon veya Port Balık’ta doyurman tavsiye edilir.



Monk by Babylon’da haftanın her günü performans sergileyen farklı bir Jazz grubu olduğunu da hatırlatalım! Bunlar dışında başka restoran seçeneğin olmadığını sanma! Tuval, Kumrucu Şevki, Sir Winston Tea, Furun, Milestone da hizmetinde.

Monk By Babylon tel: 0 232 712 93 31
Port Balık tel: 0232 712 02 77

MiCasa

Alaçatı’ya bu yaz ismini yazdıran MiCasa her gece dolu. Ağaçlar altındaki bahçesi, barı ve özenli dekorasyonuyla listenin olmazsa olmazı. Dünya mutfağından örnekler sunulan mönüde herkesi mutlu edecek yemekler var ancak Kırgız Usulü Mantıyı mutlaka sipariş etmelisin. Yemekten sonra iyi çalan, keyifli bir bara dönüşen MiCasa’ya gitmeden rezervasyon yaptırmayı unutma!

0232 716 60 75

Chefoods @Shayna
Aya Yorgi Koyu’nda ay ve deniz manzarası eşliğinde Şef Paul Morello’nun elinden çıkma lezzetli yemeklerle yeniden doğmuş hissi yaşayabilirsin. Cuma ve Cumartesi akşamları Vocal Jazz grubunun eşlik ettiği yemekten sonra ister Shayna da otur, istersen de Sole Mare, Babylon, Paparazzi veya Marakesh’e deniz yoluyla mekânın zodiac bot hizmetinden yararlanarak geç ve gecene devam et. Karar senin!

0232 712 11 22

8 Ağustos 2010 Pazar

Porof Zihni Sinir’in Planeti

Ağlayan Gözlük

Sıcak mı yoksa öldürücü sıcak mı olduğu tam olarak belli olmayan bir havada Beyoğlu’nun arka sokaklarında sürünme dolanmadayım. Üstüme üstüme gelen ve beni ezmeye niyetli görünen arabadan paçamı kurtarıp, hala yaşadığımı fark ettiğim anda duvara yapışıyor ve ağzımdan birkaç pozitif kelime kaçırıyorum.

Duvara yaslanınca tam karşımda koşarak karşıya geçmeme sebep olan bir dükkan! Çocukluğumdan beri en sevdiğim karakterlerden biri olan Porof Zihni Sinir’in dükkanı sokağı aydınlatıyor. Sıcak hava, dar sokak, bu dükkan ve biraz önce beni ezmeye çalışan arabayı bir araya getirince sanki bir film sahnesindeyim burada olmak da bir kader…
Makyaj Ütüsü

İrfan Sayar’ın 1977’de yaratmış olduğu tipin, benim için önemi büyük. Dükkânda dolaşırken her gördüğümü satın almak istiyorum. Bakış açısı, hayal gücü ve titizlik beni etkiledi.
Ayakkabı Boyacı Sandığı Şeklinde Kahvaltı Seti

Yönetmen Çerçevesi

Göz Göze Gelme Gözlüğü

Bu arada Vizontele’de Deli Emin karakterinin bisikleti, evindeki eşyaları ve proceleri de Porof Zihni Sinir tarafından tasarlanmış. Hiç durmak bilmeyen İrfan Sayar, çocuklar için atölyeler, kurumsal şirket çalışanları için workshoplar düzenlemekteymiş.

Zaman ayırıp Porof Zihni Sinir’in yaptıklarını incelemelisin. Online satış da yapıldığını bilesin. Fazla konuşmayasın, gerçek tasarımın ne olduğunu göresin!

Çay Poşeti Sıkma Makinesi

Seyyar Satıcı Arabası Kalemlik

Radyolu Gözlük


www.zihnisinir.com

7 Ağustos 2010 Cumartesi

Londra- Teknik Detaylar

(Miaposta'daki yazımdan derlemedir)
Evet iş için Londra’ya geldik ve sağa sola bakmak gizli güçler tarafından bize yasaklandı. Ama olsun, gün içinde görüp de içeri girmeyi başaramadığımız tüm mağazaların önünden gece olunca geçebiliyoruz. Çok şanslıyız, sefamız olsun! Ama gözlerimiz seçici, kısa zamanda çok yer gezdiğimiz için limitli bir zamanda en çok gidilesi yerleri zihnimizde belirliyoruz. Ve son günümüzde tüm mağaza ve müzelerin hala açık olduğu son 3 saatte coşuyoruz. Belirlediğim ve tavsiye edilen mekânlarım aşağıda.

Appletree Boutique
Nothing Hill- “Portobello Pazarı” farklı, ucuz ve Türkiye’de izine rastlayamayacağın elbise, aksesuar, sanat eserleri ve ayakkabılar bulman açısından ideal. Ancak Portobello Pazarı sadece Cumartesi ve Pazar günleri bu geniş alana kuruluyor. Eğer ziyaret günlerin hafta içiyse yine de sakın vazgeçme Portobello’ya Appletree Butik için uğra diyoruz. Aradığın ama bir türlü denk gelemediğin makul fiyatlı, renkli ve güzel tasarımlı elbise, şapka, aksesuarlar bu küçük mağazada, sakın kaçırma.
Adres: 164 Portobello Road, Notting Hill, London W11 2EB, United Kingdom

National Geographic Store
Dünya’da sadece 5 farklı ülkede bulunan National Geographic mağazalarından bir tanesi de Londra’nın en işlek merkezlerinden biri olan Picadilly Circus’ta Regent Street’te yer alıyor. 3 katlı binada üzerinde binlerce yıllık fosillerin bulunduğu özel haritalardan, posterlere, araştırma kitaplarından, dekoratif eşyalara, aynalardan, harita desenli terlik ve kemelere kadar keşif ruhunu tetikleyen her türlü objeyle bu mağazada buluşabilirsin. Ayrıca bir de kafesi olan mekanda kahve içerek hayallere dalınabilir.
Adres: 83-97 Regent Street, London

Victoria and Albert Museum
Londra tam anlamıyla bir müze cenneti. Ancak 17 Nisan’da başlayan ve 26 Eylül’e kadar devam edecek olan Grace Kelly: Style Icon adlı sergi kesinlikle kaçırılmamalı! Moda ve stilden bu kadar söz ederken 1950’lerin en önemli Hollywood yıldızının ve daha sonra da Monaca prensesi olan bu özel kadının sergisini gezerken, onun zamansız özel stiline tanıklık etme fırsatına sahipsin. Adres: Cromwell Road London SW7 2RL

Pasifico Mexican Restaurant
Beş çayı geleneğinin mimarı Londra’da Thai, Çin, İtalyan, Türk, Mexican ve daha nice mutfaklarının en iyi örneklerine kolaylıkla ulaşabilirsin. Ancak Meksika yemeği sevmeyenlerin bile masadan kalkmak istemediği, sipariş üzerine sipariş verdiği Pasifico’yu pas geçme.
Adres: 5 Langley Street, London

4 Ağustos 2010 Çarşamba

NARS- ILICA

2001 yılında- üniversite sınavına hazırlanırken vücuduma giren “sürekli olarak uyuma isteği ” virüsünün bir benzerinin seneler sonra beni tekrar esir alacağını nereden bilebilirdim ki?

Şu anda-“Daimi olarak tatil yapma isteği” virüsü bünyemde. Her hastalık gibi bu da kafada bitiyor. Önce kafa yapımı değiştirmeliyim ama başaramıyorum. Etrafımda çok güzel mekânlar, fıstık insanlar var.

3 yıl Önce-Yengem çocukluğunda cümbür cemaat aile olarak kiraladıkları Tosun Paşa Yalısı’nın yeni halini gezerken gözleri doluyor, çocukluğunu hatırlıyor. Bir yandan da bu kadar özenli ve özellikli olarak hazırlanmış bir yer olmasından dolayı mutluluk duyuyor.


Bugün-Bana gelince, yattığım yerden fotoğraf çekiyorum, kadrajda “daha yatmaya devam et emri veren” masmavi, dümdüz denizi görünce emre itaat ediyorum.


Çeşme’nin en çalışkan, en güler yüzlü çalışanları buraya ayak bastığım andan beri etrafımdalar. Hülya, Hasan, Tuncay ve Cihat uzaktaymış gibi görünüyorlar ama belli ki takipteler. O an aklımdan ne geçiriyorsam karşıma getiriyorlar.
İnsana kendilerini o kadar alıştırıyorlar ki, 3-5 gün sonra ben buralardan gittiğimde “bi başıma ne yaparım, nasıl ederim hissi” kaplıyor her yerimi.

Dekorda kullanılan renklerin yalınlığı ve sakinliği ile “huzura doğru” diyorsun.
İç mimari All Sports Cafe, Nişantaşı Zihni gibi bizi yarattığı her yeni mekanda farklı dünyalara götüren Hakan Ezer’e, restorasyon ise Boğaz’ın neredeyse tüm yalılarına eli değen Türkiye’nin en ünlü restoratör mimarlarından biri olan Süreyya Saruhan’a aitmiş. Buranın kesinlikle kar etmek için kurulan bir müessese olmadığını, senin rahatlığın için hazırlanan özel bir ev olduğunu anlıyorsun.

Gelecekte- Sanırım birkaç sezon sonra Alaçatı çılgınlığı sona erecek ve butik oteller ılıca kıyı şeridine taşınmaya başlayacak ve tüm bu alan yenilenecek. Demedi demeyin, beni dinleyin.

Bu arada -Nars Ilıca’da illa ki kalmak şart değil, sabah güneşlenmesine, akşamüstü içkisine, yemeğe veya akşam kahvesine de gidebilirsin.
www.nars.com.tr

2 Ağustos 2010 Pazartesi

Bouchra Jarrar


Zarif, elegant, etkileyici ve sade. Ben İzmir’i, İzmirliyi böyle tanımlıyorum. 1,5 haftadır Çeşme, İzmir, Urla arasında geometrik desenler çiziyorum. Bu kadar çok güzel insanın bir arada olması hoşuma gidiyor. Sokakta salına salına yürüyen insanları izlemek vazgeçilmezim, aynı şekilde yavaş yavaş yürümek kanıma sızan bir alışkanlık oluyor.

Alaçatı Mi Casa’nın dışarıdaki masalarında mini grubumuzla oturuyoruz. Kapıdan giren kişinin İzmirli mi yoksa şehir dışıdan mı olduğu konusunda fikir yürütüyoruz. Çok da zorlanmıyoruz. İstanbul aşkım bir başka ama İzmir’in de diğer kentlerimize öğreteceği daha çook şey var!

En başta da “sadelik ve zarafet”, aynen Paris’in son dönemlerdeki gözde tasarımcısı Bouchra Jarrar’ın kendi tasarımlarını tanımladığı bu 2 sihirli sözcük gibi! Söylemesi kolay ama sahip olması çok zor olan 2 değerli kelime!