2 Ağustos 2012 Perşembe

Floransa'dan Ege Kıyıları'na





Sizlere esasında Marilyn Monroe’nun Floransa’da Salvatore Ferragamo tarafından hazırlanan sergisini anlatmak isterim. Salvatore Ferragamo markasının bir hayranı olan Marilyn’in zihinlerimize kazınan ‘bizim evin tatlı ve seksi kızı’ kıyafetleri ve onları tamamlayan otuz farklı ayakkabısıyla Marilyn meraklılarını bekliyor. Fırtınalı aşk hayatı, ne yaparsa yapsın yüzünden hiç silinmeyen masum halleri, ve tabi ki hala tam olarak çözülemeyen gizemli ölümü...

Bunların yanında arşivden hiç çıkarılmamış siyah-beyaz fotoğraflarıyla da hayli etkileyici bir sergiymiş. ‘MİŞ’ diyorum çünkü sergi uzaklarda ben ise Ege Denizi’ne yakın bir köşedeyim.  

Yaz aylarında Türkiye’nin genelinde sergi hayatı sekteye uğrar, sanatın en çok paraya dönüştüğü şehir İstanbul’da bile ancak karma sergiler bulabilirsiniz. Hal böyle olunca Ege’den de pek medet ummuyoruz. Ancak her köşesi sanat eseri olan Türkiye’den insan profilleri görmek açısından Ege’de olmanın en güzel yanlarından biri gazetelerin Ege ekiyle alakadar olabilmektir. Gerek manşet haberleri gerekse de satır aralarında ana gazete köşelerinin ensesine tokat vuracak düzeyde esaslı bilgiler yer alır.


67 yaşındaki yaşlı nine hırsızı yakalattı! 67 yaşındaki birine neden yaşlı nine dendiği haberin hanımları üzen kısmı olsa da ilerleyen satırlarda bu bilgiyi unutuveriyoruz. Urla’daki evinde akşam uykusunda mışıl mışıl uyurken odasının içinde duyduğu seslerden ötürü uyanan teyze içeride siyahlara bürünmüş hırsızı görür görmez köpek taklidi yapmak suretiyle havlamaya başlar. Havlamalardan korkarak kaçmaya başlayan hırsızın peşinden giden teyze çığlıklara yetişen diğer mahalle sakinleriyle beraber hırsızı yakalar. Yakalanınca öğrenilir ki hırsız yedi ayrı suçtan aranan ve o gün hapisten yeni çıkmış olan ciddi bir suçludur. Yaşlı Nine şimdilerde Urla’nın en meşhur kimliğidir.

Ayvalık Hannibal’ı yine ısırdı! Ayvalık’taki Aya Nikola Kilisesi uzun yıllardır harabe haldedir. Rahmi Koç’un gönlü bu duruma razı olmaz ve restorasyon için düğmeye basar. Restorasyon için gelen ekipler Aya Nikola Kilisesi’nin bahçesindeki müştemilatta pansiyon işleten bey tarafından engellenirler. Restorasyonu yönlendiren mimarla kavga etmeye başlayan beyefendi polislerin gözü önünde mimarın baş parmağını ısırıp birinci boğumundan koparıp yere tükürür. Bunun üzerine zar zor tutulan nam-ı diğer Hannibal polis tarafından emniyete götürülür. Ancak bu Hannibal’ın ilk vakası değildir. Daha önce pansiyon ücretini fazla bulan bir müşterisinin kulağını ve bir avukatın da yanağını feci halde ısırmıştır. Ayvalık’ta Hannibal tarafından ısırılmaktan korkan çoğunluk görgü tanığı olmaya yaklaşmadığı için Hannibal serbest bırakılmıştır, aramızdadır.

Floransa’da Marilyn varsa, Ayvalık’ta Hannibal, Urla’da Süper Nine’nin hikayeleri kol gezmektedir.  Siz bu müstesna bilgilerden haberdar olamasanız da korkmayın ben varım... Urla’daki yaşlı nine ile Ayvalık Hannibal’ı karşılaşırsa sizi mutlaka haberdar ederim...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder