30 Mayıs 2010 Pazar

Geçtiğimiz haftanın önemli başlıkları!

1. Penguen'i seviyoruzzz!
2. Sarı- Beyaz / Siyah-Beyaz Mayoya DİKKAT!Datça'da kıyıya kadar gelen köpekbalıklarına şaşıran halkın, "acaba birinin bir tarafı kanadı da mı bu köpekbalıkları kıyıya kadar geldi, saldırı söz konusuysa burnuna yumruk atınız" soruları ve yönledirmeleriyle köpekbalıklarına dair Jaws serisinden ne kadar çok şey öğrendiğimizi bir kere daha anladık.

Ancak yıl 2010; Jaws'ın çekildiği 1975 yılına oranla bilim adamlarının yaptığı çalışmalar sayesinde çok yönlendirici ve koruyucu yeni bilgiler edindik. Hazır deniz ile haşır neşir olma durumları söz konusuyken Florida Üniversitesi'nden bilim adamlarının araştırmalarına dair yeni bulguları paylaşalım.

Moda, uyum farketmez eğer almaya teşebbüs ettiğiniz bikini veya şort mayo "sarı-beyaz" veya "siyah-beyaz" renklerden oluşuyorsa almayınız, mevcutta bu renklere sahip mayolarınız var ise havuzda değerlendiriniz. Çünkü bu 2'li kombinasyonlar köpekbalıklarının en çok dikkatini çeken 2 seçenekmiş. Neden allı pullu, kırmızılı, pembeli renklerin değilde siyah-beyazın daha çok dikkat çektiğini tam olarak anlayamasamda sonuçta bilimsel bir araştırmayla karşı karşıyayız.

Diğer önemli hususlar ise saldırıların yoğunlaştığı zamanlamayla ilgili; sabah çok erken ve gece geç saatler, dolunay hilale dönerken, pazar günleri ve Ağustos ayı.

Tüm bu bilgiler ışığında alacağınız 2 haftalık tatilin zamanlamasının, mayonuzun renginin ve denize giriş-çıkış saatlerinizin daha doğru ayarlanması konusunda sizlere ön bilgi vermenin mutluluğunu yaşıyorum.

3. Ekip Toplanıyor!

Bekir Coşkun'dan sonra Serdar Turgut'un da HABERTÜRK'e geçmesi haftanın en heyecanlandıran haberi. İnsanın aklından bir de Emin Çölaşan gelse de kalsa demek geçiyor.

23 Mayıs 2010 Pazar

SHOP&MILES SAILING CUP 2010

Kendi dönemine göre oldukça dikkat çeken ve elegant reklamlarıyla aklımıza kazındı Shop&Miles kredi kartı. Mona Lisa, Buda Heykeli, Van Gogh’un yan gözlerle; ilerleyen THY uçağını takip eden reklamları; yana bakan Buda Heykeli sebebiyle Budistleri sinirlendirerek uluslar arası krize bile yol açmıştı. Bir şeylerin artık hayatımızda daha farklı olacağı belliydi!

Bize asla bedavaya bir şey verilemeyeceği bilinciyle eğitilen bir toplum olarak Shop&Miles’ın bedava millerine inanmamız oldukça zaman aldı. Önce bekledik eş dost denesin ki sonra bizim başımıza iş açılmasın. Gördük ki; konu gerçekmiş. Alışveriş yaptıkça bedavaya uçuyormuşuz. Bu uygulama hayatımıza gireli tam 10 sene olmuş, Shop&Miles Sailing Cup ise 9 sene...



Türkiye’nin en prestijli yelken yarışı olarak tanımlanan bu organizasyonun ilk etabı İstanbul Bosphorus Cup 22 Mayıs’ta yapıldı. Reina’da yapılan davette bu yarış naklen aktarıldı. Yarış bitiminde Emporio Armani, Gucci ve Loro Piana Yaz 2010 koleksiyon defilesi yapıldı. Yelken-deniz-spor-Magnum dondurma-Efe Rakı’nın leziz kokteylleri, aklınıza gelebilecek tüm bedava içkiler- Virgin Radyo’nun bize yaşattığı hazzın ardından; bu defile mutluluğumuzu hançerlemek amaçlı yapılan bir intikamdı sanki.

Ancak Arzu Kaprol’ün defilesi zihnimize format atarak son yarım saati hiç yaşanmamış kılmayı başardı. Sailing Cup için özel olarak hazırlanan defile hayranlıkla izlendi. Deniz-rüzgâr ve yaşam üçlüsünden esinlenerek hazırlanan defile sayesinde hafif yağmurlu ve karanlık gün renklendi… Bizi hayallere sürükledi… Reina’dan gülümseyerek çıkışın sebebi oldu. Defileden fotoğraflar asağıda...

Yarış henüz bitmemişti; herkesten duyduğumuz gibi zarif, kibar, alçakgönüllü, gülen gözlü Arzu Kaprol ile karşılaştık. Üzerimde Arzu Hanım'ın tasarımlarını yaptığı Que marka bir ceket vardı. Mini bir anı...












Bir insan daha ne ister: Spor-deniz-moda-müzik-arkadaşlar-İstanbul! Shop&Miles’a nice 10 yıllar!


Unutmadan gün ile ilgili önemli bir detay; Provezza 6 yarışı kazandı:)

22 Mayıs 2010 Cumartesi

AL JAMAL - kına geceleri episode 1


Gelenekler çerçevesi içerisinde; gelin baba evinden çıkmadan bir gece önce yapılan, ağıtların yakıldığı, hüznün hâkim olduğu kına geceleri özellikle büyük şehirlerimizde format değiştirdi. Kına gecelerinin ana kahramanı; “hem ağlarım- hem giderim” diyen gelinlerin yerini konuyla ilgili stresi çoktan yenmiş olan, hüzünlüyüm ama çok net giderim tavrına sahip, “çocuk da yaparım kariyer de” diyen gelinler almış bulunuyor.

Kına gecesi; gelinin baba ocağı yerine eğlencenin top noktaya ulaştığı eğlence mekânlarında boy gösteriyor. Kına gecesinin ana hedefi olan kına yakma olayı gerçekleştikten sonra elinde iz kalmaması için hemen silinmesi yeni formatın bir parçası. Gelinimiz kaftan giyme geleneğini devam ettirirken diğer konukların melek ve şeytan taçları takması da oyunun kurallarından.
Gecenin kahramanı, haziran ayının gelini Simel’in mekânı İstanbul olunca kına gecesi de doğal olarak kına gecesine ve gelinlere özel ilgi gösteren Al-Jamal’de gerçekleşti. 2009 Kasım ayında Akaretler’e taşınan Al Jamal’in üstü açık mekânı, havanın buz gibi soğukluğuna rağmen Simel’in ve tüm ekibimizin enerjisiyle sıcacıktı!

12 yaşından beri arkadaşım, 7 sene aynı sıralarda dirsek çürüttüğümüz Simel sayesinde 2010 yılının ilk Kına gecesinde eğlendik, güldük, hiç oturmadık, pek hüzünlendiğimiz de söylenemez. Müzikler, yemek ve ortam şahaneydi, Al Jamal ekip, servis ve DJ'ine 10 puan verdik!

Evde de oluruz, Al Jamal'e de gideriz. Yeni tarz- eski tarz bize fark etmez, prosedür neyse gerçekleştiririz. Hüzünlenmez sadece kahkahanın dersini veririz!
İyi ki evleniyorsun ASİMOV!
(Her 3 kişiden 2'si sordu, kolye Vakko'dan:)

16 Mayıs 2010 Pazar

Y-3

Adidas’ın sadece Stella McCartney’si değil Yohji Yamamoto’su da var! (8 kelimelik bir cümlede 5 özel isim kullanarak tarihi bir cümleye yarattım.) Sıkkınım çünkü Yohji Yamamoto’nun karakteristik, keskin hatlı, geleceği öngören tasarımlarına ulaşmak oldukça zorlaştı.

Son 7-8 aydır boy friend jeans olarak hayatımıza girmiş olan deyişi 4 sene önce Y3 koleksiyonunda görebiliyorduk.

Japon tasarımcı Yohji Yamamoto’nun Adidas için ürettiği Y3 markasını bir dönem Harvey Nichols sattı, bir ara da V2K’lar ancak şu an dokunabileceğin, üstüne giyebileceğin ve deneyerek alabilecek kadar yakınından geçebileceğin bir uzaklıkta bulmak zor. Kısa bir süre sonra tekrar ulaşılır olsun, sesimiz duyulsun istiyoruz!











9 Mayıs 2010 Pazar

BÖYLE BİR YER VAR MI BİLDİĞİN?

Bir kafe hayal et: Şehrin tam merkezinde olsun ama ağaçların arasında sessiz sakin bir bahçesi olsun. Hafta içi- hafta sonu trafik-otopark problemi yaşatmasın. Müzikleri günün her saatine göre değişsin ve hepsi de özenle seçilsin, keyfini yerine getirsin. Hem iki katlı olsun hem de kocaman bir bahçesi olduğu için hiçbir zaman kapıdan geri dönmek zorunda kalınmasın. Menüsü çeşit çeşit seçeneklerle dolu, apple pie’yı vazgeçilmez olsun. Değerli garsonları hem mükemmel servis yapsın hem sıcak, samimi olsun bir de hoş sohbet olsun. Wireless interneti olsun, sadece bir bardak kahveyle 3 saat otursan da kimse sana karışmasın…
Böyle bir yer var mı hiç senin bildiğin? Benim var!

Akatlar’ın en tarz sahibi, sabah 8.30’dan 23.00’e kadar hep aynı gülümsemeyle karşılandığın, kendini evinde hissettiğin bu güzel mekân Akatlar Tribeca. Başka yerlerde bulamayacağın çeşitliliğe ve lezzete sahip bagelları bir yana, yemeklerin lezzeti de saatlerce masada oturup ardı arkası kesilmeyen siparişler vermene sebep olacaktır.


İlk ziyaretinin ardından bağımlılık yaratacak bu mekânda yemeni tavsiye edeceğim top 5 alternatif ise; Diner kahvaltı tabağı, somon ve krem peynirli bagel, portakallı ve nar ekşili buğday salatası, 4 peynirli pizzası, buğday risottolu tavuk budu. Afiyet olsun!

Adres: Zeytinoğlu cad. Yeşim sok.
No:3 Akatlar / İstanbul Tel: 212 3512732

3 Mayıs 2010 Pazartesi

Julia Fullerton Batten

Rahatsız Edici Güzellikler!

Küçükken her gün yatmadan masallar dinlersin, hayallerle büyürsün. Sonra da gerçek hayat sevdiğin masal karakterlerinin hikayelerine inat suratına aşağıdaki gibi tokat atan sahneler yaşatır.

Aşağıdaki fotoğraflar Julia Batten'in eski sergilerinden, yeni sergisi ise Mısır Apartmanı'ndaki CDA Projects'te 6 Mayıs'tan itibaren huzurlarınızda.