14 Kasım 2010 Pazar

altyazı

Dedemin, sinema sevdası senelerce babaannemin asabını bozmuş. Dede, çocukları toparlayıp üst üste dört film seyrettirirken, babaanne hep surat asmış, hayatı sorgulamış...

Babamın, Marlon Brando, Sean Connery, Al Pacino, Robert De Niro, Brad Pitt gibi isimler sohbetimize konuk olurken ‘neydi bizim o oğlan’ diye Hollywood sinemasının devlerinden bahsetmesi bizi hep güldürmüş...

Abimin, ‘çocukları olunca 2 sene sinemaya gidemeyenler oluyormuş’ cümlesi hepimizin tüylerini diken diken etmiş...

Hayalperestlikle arasına sağlam duvarlar ören annem, bir çok sanat dalını kendisine uzak görürken, sinemayı hep yamacına alarak hayallere dalmaktan hoşlanmış...

Sinema beni hep heyecanlandırmış..

Hal-durum böyleyken Türkiye’de varolması kitleleri şaşkınlığa sürükleyen sinema dergisi Altyazı’nın sadece son bir kaç aydır okuyucusu olmam ise üzüntü verici!

Hala eline alıp okumaya başlamayanlar için ise uyarı... Bu ay kasım sayısının yanında, aynı zamanda ‘Altyazı- 100. Özel Sayısı’ da yayınladı ki kaçırman, Tony Scott’ın Unstoppable filmine gitmen kadar talihsizlik olur...

Ben üç gündür yanımda taşıyorum. (biraz ağır)

Kahvaltıda, set arasında, metroda, arabada onu okuyorum.

100. sayı aynı zamanda derginin ekibi tarafından düzenlenen bir partiyle cuma akşamı taçlandırıldı... Sinemayı kafaya takmış bir sürü insan Taksim Mondo Trasho’daydı... Sokaklara taşan kalabalık sebebiyle ‘acaba ayda bir parti mi yapsalar’ dedik...

Partiye gitmeden önce 7 saat sette olmamızdan dolayı biraz bitik, az buçukta yorgunduk ama orda olmak iyi geldi... 3200 tirajı olan derginin bir yılda bu sayıyı ikiye katlamalarını diliyorum!

Geceden birkaç foto aşağıda, bizim setle ilgili bilgiler ise önümüzdeki hafta....








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder