30 Ağustos 2010 Pazartesi

BURGBAD

Geçmişten bir hikâyem var hanımmm. Ben 10 yaşındayım, ağabeyim 16. Annemler yeni bir eve taşınacağımızı ilan etti. Durumdan memnunuz. Olabildiğince birbirinden uzak odalarda yaşamayı planlıyoruz. Daha doğrusu bu Can’ın planı, benim ki daha çok ona musallat olma oranımı bu yeni evde nasıl arttırabileceğime dair. Planlar yapıldı, hayaller kuruldu… Ancak o eve taşınmak bir türlü nasip kısmet olmadı.

Biz büyüdük. Allah inandırsın Can benimle vakit geçirmekten hoşlanır oldu. Kafa göz birbirimize dalmadığımız, yumrukların konuşmadığı medeni ortamlarda sigaranın zararlarını, cep telefonunun insan beynine verdiği zararları konuşur olduk. Bu bölümde "Zaman böyle değişik bir şey işte" diyerek iç geçiriniz. Bizim gibi kardeşler olmaz olsundan, örnek kardeşliğe terfi ettik.
Can evlendi, çocuğu oldu. Ben evlendim. Ama “O EV”e bir türlü kavuşamadık. Büyük konuşmayayım ama neredeyse 20 yıldır hayatımızda yer alan “EV” bu sene bitecek galiba, müjdemi isterim!

An itibariyle hepimiz konuya dâhil olduk, her konuda fikir beyan edip seçim yapıyoruz. Mesela ben otomatik inen klozet kapağına karşı çıkarken (bu saatten sonra kimse kaba etlerini bu tip uyduruk şeylere alıştırmasın!), annem acaba Can’la senin 20 sene önceki hallerinizin heykelini mi yaptırsak gibi ütopik fikirler beyan ediyor. Olsun, eğleniyoruz. Ama eğlenirken aynı zamanda öğreniyoruz, oyyy!

Eczacıbaşı Vitra; lüks banyo mobilyaları pazarında Avrupa lideri olan Alman Burgbad’ın çoğunluk hisseslerini almış!”. Ben Vitra’daki bayana “emin misiniz” diyorum, “tabiî ki nasıl bilmezsiniz” diye soruyor. Ben de gariplik yok. Vatandaşın bu konudan haberi yok! Burgbad benim hayatımda gördüğüm en iyi banyo ürünleri tasarımcısı. Bu tasarımlara bir göz atın… Eskiden olsa biz Can’la Vitra’yı alt üst eder, Burgbad’ın dayanıklılığını yerinde ölçerdik… Artık büyüdük...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder