1 Aralık 2010 Çarşamba

Otelde Bir Gece

Kafayı yastığa koyduğum gibi uyur, bir sonraki alarma kadar sağdan sola bile dönmem. Tabiki
bu normal şartlarda geçerli. Luxembourg oteldeyim ve durum anormal...

Sabaha karşı üç sularında garip tıkırdılar, sallanan perdeler ve kapının önünde volta atan birinin ayak sesleriyle gözlerimi açıyorum. Uyumaya çalışıyorum ama tırsış o tırsış. Sessizce ayağa kalkıyorum kulağımı kapıya dayıyorum, kapının önünde kesin biri var ve küçük bölmede sadece benim odam mevcut...



Sallanan perdeler sebebiyle, kapıya ilgimi kaybedip pencereye yöneliyorum. Ama perdeyi açmaktan da korkuyorum çünkü perdeyi açarsam kapımın önündeki adam koridor penceresinden beni görebilir!

Yere eğilerek elimi pencerenin pervazına koyuyorum, penceri ileri geri itiyorum. Kesin eminim pencere kapalı sadece dışarıda çok rüzgar var. Dışarıdaki tıkırtılar da kesildi...

Artık yatağa dönebilirim diyorum. Yattığım an sesler yeniden başlıyor. Bizimkilerden birini arayacağım ama 27 yaşındasın odada tek başına kalamamak biraz ayıp olmuyor mu yani...

Yatağın baş ucunda duvardan duvara konulan fotobloktaki suda yansıyan yüzüne bakan sarışın kız resmini karşımda duran aynadan görebiliyorum. Hiç hoş değil. Alfred Hitchcock filmlerinden sayısız kareler gözümün önünden geçiyor...

Derken bir rüzgar sesi ve pencereler var gücüyle açılıyor, gerilim filmlerinin en tanıdık sahnesi, biraz sonra odadaki korkan kişi ölür ve son! Ben küçük dilimi yutma durumuyla karşı karşıyayım. Bir yay gibi geriliyor ne olacaksa olsun artık diyerek, fırlıyorum yataktan. Pencereyi kapatıyorum, hem yan koridora hem de ortadaki minik avluya göz atıyorum kimseler yok. Tüm cesaretimi topluyorum, kapıyı da açıyorum... Dışarıda da kimseler yok...

Hiçbirşey yok, sesler hariç... Yatağa girip, TV açıyorum ve sabah olana kadar yarı uyanık yarı uykulu saatler geçiriyorum... Sabah aşağı inince aşağıdaki tek muhabbetin; açılan pencereler ve garip tıkırtılar olduğunu öğreniyorum...

Seslere tanıklık etmeyen şanslı kişi, bina çok eski 1600 yılında yapılmış; bu kadar da abartmayın, normal sesler çıkması diyor. Ben sadece gülümsüyorum, sonunda lobideyim, yalnız değilim ve otel kapısından içeri odamdaki resime çok benzer bir kız sakin adımlarla içeri süzülüyor...

2 yorum:

  1. aman tanrım, sanki bir kitabın gerilim dolu sahnelerini okur gibi... Sonunda "fotoğraftaki kız, karşımda"... demeni bekledim:) Geçmiş olsun arkadaşım :)

    YanıtlaSil
  2. saol sedacım, enteresan bir deneyimdi! Şimdi evde olmak güzel:)

    YanıtlaSil