22 Eylül 2010 Çarşamba

Sergi Dayağı


Daha önce de size anlattım. Louise ile ne zaman yola çıksak başımıza bir iş gelir. Bu son 10 senedir böyledir.

Dün Tophane’ye doğru yollandık. Hedef Elipsis’teki moda fotoğrafının dünyaca ünlü ismi İsviçreli Michel Comte’un Türkiye’deki ilk sergisine gitmek ve ardından da PiArt Galeri’de sadece Türkiye’de değil, Fransa ve Almanya’da da yapmış olduğu sergilerle kendisini bize hayran bırakan Mehmet Ali Uysal’ın sergisine göz atmaktı.

Sokakta açılan diğer sergileri de görünce gözümüz kamaştı, ilgi şaşırttı, hoşumuza gitti. Biz sergileri gezip, sokaktan ayrılırken her şey sakin, keyifli ve sanatla iç içeydi. Louise beni eve bıraktı, “ Valla Thelma bu bir ilk, hiç olay çıkmadı. Arabanın tekeri bile patlamadı” dedi. “Problem değil acısını bir daha ki sefere çıkarırız” dedim. Ayrıldık. 1 saat sonra Louise beni aradı, “Televizyonu aç, olanlara inanamayacaksın” dedi.

İnanamadım, o saat bu saattir de inanamıyorum ve algılayamıyorum. Farklılıklardan oluşmuş bir toplumun farklılıklara bu kadar tahammülsüz olabilmesini algılayamıyorum. Hareketlerini ve tercihlerini beğenmediğin insanlara sopayla saldırmanın altında yatan zihniyeti anlayamıyorum.

Saldırıya uğrayan galericilerin Türk sanatçılarını yurtdışında tanıtmak için verdiği emek, ve dünyaca ünlü yabancı sanatçıları Türkiye’ye 1001 zorlukla getirip harcadıkları çaba düşünüldüğünde sonuç yedikleri dayak olmamalıydı. Yabancı basın, sanatçı ve misafirlerin camları patlatılan mekanlarda biber gazı yedikten sonra tabana kuvvet bir daha dönmemek üzere cep hafızalarına doldurdukları bu güzel anılarla memleketlerine döndüklerini tahmin ediyorum. Hatta dün akşam emniyetten sonra direk ilk nefeslerini havaalanında almış olabilirler. İyi yolculuklar beyler, bayanlar. Sanırım bir daha hiç görüşmeyeceğiz.

Kimsenin gözü aynı görmüyor, gönlü aynı hissetmiyor, parmak izi aynı olmuyor. Sanatı seviyorum çünkü benimkinden başka bakışları görmek beni heyecanlandırıyor. Yaşadığımı böyle anlıyorum… Ama kafaya yediğin bir sopayla da yaşadığını gayet iyi anlatırız biz sana dert etme dersen tek uyarım Louise’e bundan sonra sergi açılışına giderken yanımıza çelik yelek ve kask almayı unutmayalım olur… Gerisi vız gelir, tırıs gider.

fotoğraf: Michel Comte

3 yorum:

  1. sebep ne peki? galerinin icinde icki icilmesi!!!!

    biz hakettik bunu ama. hic sikayet etmeyelim.basimiza daha neler gelecek hayal bile etmek istemiyorum. moralim bozuk, ulkenin geleceginden cok umutsuzum.

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Kiz Kiza Toplandik, umutsuz hissetmek yok! Evet durum sinir bozucu bir hayal kırıklığı yaşatıyor insana ama herşeyin bir çaresi, problemlerin çözümü var!

    YanıtlaSil
  3. problemlerin elbette çözümü var ama o çözüme ulaşmak için de sarfedilmesi gereken çaba belli. sen çabalarsın, ben çabalarım ama bu memlekette çabaladığını düşünüp hepimizi çukura sürükleyen %58 lik bir kesim olduğu da aşikar.

    YanıtlaSil