27 Haziran 2010 Pazar

Gözlerinin Hastası Afişlerin Ustası


Ben resmin şaşırtanını, her baktığında yeni bir çizgi, yeni bir renk keşfettirenini sevdim, saydım.
Neşeli oldum mu neşe katan, üzüldüm mü enerji yayanı göz önünde olsun.
Gerisi tek ayakta geride dursun beklesin, sırası geldiğinde başkasına koşsun, bana gelmesin istedim.

1999 yılında tekrarı çevrilen The Thomas Crown Affair filminde yakışıklı zengin hırsız nam-ı diğer 007 Pierce Brosnan “çok zengin olunca da hayat çok sıkıcı olorr, New York Metropolitan Museum of Art’tan bir tablo çalayım da hayatım ışısın” demiş ve gelmiş geçmiş en güzel bacakların sahibi sigorta müfettişi Rene Russo’nun gözetimine girmiştir. Rene; “Thomas bu iş bana komaz, seni tutuklatmalıyım” derken Aşkına Eşkıya Thomas muazzam bir plan yapmış Belçikalı Sürrealist Ressam Rene Magritte’nin “The Son of Man” tablosundaki adamın kılığına hem kendi girmiş, hem de onlarca adamın bu kılıkta ortalıkta gezinmeye başlamasını sağlamıştır.

Bu suretle Thomas (Pierce Brosnan) aradan sızarak çok çok uzaklara kaçmayı başarmıştır. Bugün hala bu film konuşulduğunda veya Pierce Brosnan muhabbeti yapıldığında konu kimsenin gizemini pek de çözemediği ama baktıkça baktırtan, her seferinde yeni şeyler hatırlatan “The Son of Man” tablosuna gelir ( her muhabbet gelmez ama “şapkalı adam vardı tabloda di miii” bir şekilde olur diyelim)

Geçtiğimiz senelerde Dali, Miro sergileri Türkiye’ye uğrayınca sürrealizm olayını hap yaptık yuttuk.
Sürrealizm deyince akan sular durur, gözlerinin hastası afişlerin ustası Polonya doğumlu New York School of Visiual Art’ta Profesör Rafal Olbinski “ben de varım” der. Kendisinin eserleri ilk paragraftaki açıklamaya uygun, The Thomas Crown Affair’den aşina olduğumuz Magritte’nin tarzıyla benzerlik göstermekte, yeri gelmişken blogumuzda seyrine sunulmaktadır.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder